Yapay zeka (AI), son yıllarda hayatımızın merkezine oturdu. ChatGPT, Google Gemini ve GPT-4o gibi gelişmiş modeller günlük yaşamda milyonlarca insanın sorularını yanıtlıyor, içerik üretiyor ve karar destek sistemlerinde rol oynuyor. Ancak bu gelişmelerin perde arkasında pek konuşulmayan bir gerçek var: Yapay zeka su tüketimi. Dijital bir sorgunun, gerçek dünyada litrelerce su tüketimine yol açabileceğini biliyor muydunuz? Bu yazıda, yapay zekânın görünmeyen su ayak izini, veri merkezlerindeki soğutma süreçlerini ve sürdürülebilir çözümleri ele alıyoruz.
İçindekiler

Yapay zeka su tüketimi gerçek mi ?
Yapay zekâ sistemlerinin kalbi veri merkezleridir. Bu devasa tesisler, yüz binlerce işlemcinin aynı anda çalıştığı, yüksek enerji tüketimi ve yoğun ısı açığa çıkışıyla bilinir. İşte burada veri merkezlerinde su kullanımı devreye girer. Soğutma sistemleri, işlemcilerin aşırı ısınmasını önlemek için büyük miktarda su harcar. Özellikle buharlaşmalı soğutma teknolojisi, enerji açısından verimli olsa da su tüketimini artırır.
AI Enerji ve Su Maliyeti
Her yapay zeka sorgusu yalnızca elektrik tüketmekle kalmaz; aynı zamanda AI enerji ve su maliyeti açısından da önemli bir etki yaratır. Çalışmalar, büyük dil modellerinin eğitim sürecinde yüzbinlerce litre su tüketildiğini gösteriyor. Hatta, yalnızca tek bir modelin eğitimi küçük bir kasabanın birkaç aylık su ihtiyacına eşdeğer olabiliyor.
Ancak aşağıdaki su tüketimine dair sayılar kesin bilimsel dayanağı olmayan tahminlerdir ya da medyaya dayalı iddialardır. Ayrıca su tüketimi çok değişkene bağlıdır Veri merkezin yeri, iklim, enerji kaynağı, kullanılan soğutma teknolojisi, model boyutu, yük durumu, verimlilik vb.
ChatGPT Su Tüketimi
Popüler yapay zeka asistanlarından biri olan ChatGPT su tüketimi konusunda sık sık gündeme geliyor. 100 kelimelik bir yanıtın ortalama yarım litre su tüketimine eşdeğer olabileceği iddiaları basında yer aldı. Bu değer, kesin bilimsel ölçümlere dayanmasa da veri merkezlerinin soğutma ihtiyaçları göz önünde bulundurulduğunda gerçeğe yakın bir tahmin olarak görülüyor. Günlük milyonlarca sorgu işlendiğinde, toplam tüketimin ciddi boyutlara ulaştığı düşünülüyor.
Resmi rakam olmamakla birlikte Chatgpt GPT-4o modeliyle yaklaşık 0.32 ml su tüketimi mevcut. Bazı analizlerde 3.5 ml’ye kadar çıkabiliyor, prompt uzunluğuna bağlı.
OpenAI’nin yeni nesil modeli GPT-4o çevresel etkileri açısından ele alındığında, daha hızlı yanıt süreleri ve düşük işlem gücü iddiaları dikkat çekiyor. Ancak her gelişmiş model, arka planda daha fazla donanım ihtiyacını ve dolayısıyla artan soğutma gereksinimini beraberinde getiriyor. Bu da yapay zekânın çevresel yükünü artırıyor.
Google Gemini Su Tüketimi
Google’ın geliştirdiği Gemini su tüketimi ise başka bir tartışma konusu. Google, sürdürülebilirlik raporlarında su kullanımıyla ilgili verileri açıklasa da, spesifik olarak Gemini’nin su tüketimine dair net rakamlar paylaşmıyor. Yine de Gemini’nin, verimlilik optimizasyonlarına rağmen milyonlarca kullanıcıya hizmet verdiği için önemli bir su ayak izi oluşturduğu tahmin ediliyor. Google Gemini Yaklaşık 0,26 ml su (neredeyse birkaç damla) ile bir sorguya yanıt verdiği düşünülüyor. Yani Gemini diğer yapay zekalara göre daha az su harcıyor diyebiliriz.
Yapay Zekâ ve Sürdürülebilirlik
Peki bu sorun karşısında neler yapılabilir? Yapay zekâ ve sürdürülebilirlik kavramı, teknoloji şirketlerinin stratejilerinde giderek daha önemli hale geliyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, daha verimli soğutma teknolojileri, deniz suyu veya geri dönüştürülmüş su kullanımı bu konuda öne çıkan çözümlerden bazıları.
Dijital Teknolojilerin Su Ayak İzi
Aslında yalnızca yapay zeka değil, tüm dijital teknolojilerin su ayak izi giderek büyüyor. Video izleme platformları, bulut depolama servisleri ve kripto para madenciliği gibi alanlarda da benzer sorunlar yaşanıyor. Yapay zekâ, bu resmin en yeni ve en hızlı büyüyen parçası.
Yapay Zekâ Çevresel Etkenler
Su tüketiminin yanında yapay zekâ karbon ayak izi de çevresel açıdan kritik bir mesele. Enerji üretimi için kullanılan fosil yakıtlar hem su tüketimini hem de karbon salımını artırıyor. Yani yapay zekâ, hem su hem de iklim açısından ikili bir yük oluşturabiliyor.
Veri merkezlerinde kullanılan AI soğutma sistemleri ise, çevresel etkinin doğrudan belirleyicisi. Geleneksel yöntemlerde tonlarca içme suyu tüketilirken, yeni nesil teknolojiler doğrudan hava soğutma veya deniz suyu kullanımını gündeme getiriyor. Bu tür çözümler, yapay zekânın su tüketimini azaltma konusunda umut verici adımlar sunuyor.
Gelecekte çevre dostu yapay zeka çözümleri, hem teknoloji şirketleri hem de kullanıcılar için önemli hale gelecek. Daha az enerji tüketen algoritmalar, optimize edilmiş sorgu sistemleri ve çevresel etki raporlarının şeffaf şekilde paylaşılması, sürdürülebilir bir AI geleceği için kritik adımlar arasında yer alıyor.
Sonuç olarak,
Yapay zekâ, hayatımızı kolaylaştırıyor ama görünmeyen bir maliyeti de beraberinde getiriyor: yapay zeka su tüketimi. ChatGPT, Google Gemini ve GPT-4o gibi modellerin arka planda yüzbinlerce litre su kullandığını düşündüğümüzde, bu teknolojilerin çevresel etkisini göz ardı etmemek gerekiyor. Sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımlar, hem şirketlerin hem de kullanıcıların bilinçli tercihleri sayesinde bu etkiyi azaltabilir. Sonuçta, dijital dünyanın geleceğini şekillendirirken gezegenimizin geleceğini de unutmamalıyız.
Okumak için Tıklayınız : Gemini yapay zeka nasıl kullanılır? 2025 Google Gemini rehberi



